Oyunun amacı rakip şahı mat etmektir. Bunun anlamı rakip şahın bulunduğu karenin tehdit altında bulunması ve tehdit altında olmayan bir kareye kaçış ya da tehdîdi engelleyecek başka bir hamlesinin olmamasıdır. Bu da rakîbin diğer taşlarını alarak onu güçsüz bırakma ilkesine dayanır. Ayrıca satrançta hızlı gelişim de önemlidir. Hızlı gelişim göstermek için yapılan en önemli adım gambit, yâni piyon fedâsıdır. Bu daha fazla taşın merkeze rahatça açılmasına olanak sağlar. Eğer bir oyuncunun şahının bulunduğu kare tehdit altında olmadığı halde bu oyuncunun legal hamlesi kalan tek taşı şahı ise ve şahının tehdit altında olmayan bir kareye yapabileceği bir hamlesi yoksa oyun pat olur, yâni berâbere biter. Ayrıca oyun herhangi bir anda oyunculardan birinin yenilgiyi kabul etmesi veya bir oyuncunun berâberlik teklif etmesi ve diğerinin de bunu kabul etmesiyle de sona erebilir. Oyun sırasında taşları avantajlı yerlere yerleştirerek rakîbin hareketini kısıtlamak ve rakîbin taşlarını almak yoluyla gücünü azaltmak esastır. Her taş, kurallara göre ulaşabileceği bir karedeki rakip taşın bulunduğu kareye yerleşerek, yerinden ettiği taşı oyun dışı bırakma gücüne sâhiptir, buna taş almak denir. Alınan taş oyuna bir daha geri dönemez, ancak bulunduğu hattın son karesine varan bir piyon, oyun hâricinde bulunsun bulunmasın, arzu edilen piyondan değerli, şahtan değersiz başka bir taşla değiştirilebilir.
Oyunun kuralları
Oyunun başında satranç tahtası üzerinde toplam 32 taş bulunmaktadır. Bunların 16’sı beyaz (veyâ açık renk), 16’sı da siyahtır (veyâ koyu renk). Oyuncuların herbirinin (kısaca beyaz ve siyah) şu 16 satranç taşları vardır:
Sekiz figür:
Şah
Subaylar
Ağır taşlar: Bunlar vezir ve iki kaledir,
Hafif taşlar: Bunlar da iki at ve iki fildir.
Sekiz piyon.
Satranç tahtası, oyuncular arasına oyuncu perspektifinden bakıldığında sağ alttaki kare beyaz olacak şekilde yerleştirilir. Taşlar, resimde gösterildiği gibi satranç tahtasının iki tarafına yerleştirilir. Sondan bir önceki sırada piyonlar yer alır. Son sıraya da figürler yer alır. Bunların sırası (beyaz için soldan sağa, siyah için ters yönde) şöyledir: Kale, at, fil, vezir, şah, fil, at ve kale. Vezir, bu arada her iki tarafta oyunculara verilen rengin rengini taşıyan kare üzerindedir. Latince’den gelen bu konudaki kural: Regina regit colorem ya da Vezir (karenin) rengi(ni) belirlerdir.
Oyuna beyaz başlar ve oyuncular sırayla bir taşla oynarlar (İstisnâ: Rok). Böyle iki kişinin arka arkaya birer kere satranç taşlarından birin hareket ettirmelerine hamle denir. Bununla berâber satranç notasyonu, her zaman bir beyaz ve bir siyah taş hareketine bir sayı eşlemekte ve buna bir hamle demektedir. Bu bağlamdan genelde ne ifâde edilmek istendiği anlaşılmakla berâber bâzen bir oyuncunun yaptığı harekete yarı hamle de denir. Satrançta hamle sırası geldiğinde sıra gelen oyuncunun oynama zorunluluğu vardır (Alm.İng. Zugzwang (okunuşu [tsug tsvang])).
Bir karede en fazla bir taş durabilir. Taş, o alanda durduğu sürece bütün diğer taşlar için o kareyi kendi taşları için bloke eder. Karşı tarafın taşları için bu böyle değildir. Bir taşın gitmek istediği hedef karesinde rakibin bir taşı durmaktaysa bu taş, kendi taşını o alana koymak isteyen oyuncu tarafından önce tahtadan uzaklaştırılır, sonra böylece boşalmış olan bu alana kendi taşını koyar. Buna satrançta karşı tarafın taşını almak denir.
Bir satranç taşı öbür hamlede vurulabilecek konumdaysa bu taş tehdit altındadır. Eğer akabindeki yarı hamlede onu alan taşı da almak mümkünse bu taş korunmuştur.
Şahlardan biri bir hamleyle tehdit altına girerse bu durumu oluşturan oyuncu, karşı tarafa Şah! diyerek îkâz eder. Eskiden karşı tarafı îkâz mecbûriyeti var idiyse de bugünkü turnuvalarda artık bu alışılagelmiş değildir ve FİDE kurallarında bulunmamaktadır. Şah verilince karşı tarafın tedbir alması gerekmektedir. Oyunun hedefi, öyle bir pozisyon oluşturmaktır ki bu pozisyonda karşı tarafa şah verilmiş olsun ve o şahı korumak mümkün olmasın (şah mat).
Kaynak : Wikipedia